Türkiye’de pek bilinmeyen ve son birkaç yıldır uygulanmaya başlanan bu yöntem, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde özellikle kaplıca ve sağlık kürlerinin olduğu merkezlerde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Ozon, dünyanın 25- 30 km üzerinde ozonosfer katmanında yer alır ve zararlı ultraviole ışınlarının dünyaya gelmesini engeller. Dünyada ozonsuz yaşam olamaz. Dünya atmosferi egzoz gazları evde kullanılan yakıtlarla vs. kirlenmektedir. Atmosferdeki ozonun bileşimine yabancı gazlar girer. Bu nedenle atmosferdeki ozon ile tedavide kullanılan ozon birbirinden farklıdır. Tıbbi oksijenden elektronik boşalmalarla üç atomlu (03) oksijen- ozon oluşur. Ozon çok yüksek oksidasyon gücüne sahip olduğu için tıpta “aktif oksijen” olarak tanımlanır.
Tedavide kullanılan ozona yüksek enerjisinden dolayı, vücudumuzdaki hücrelerinizin yakıtı diyebiliriz. Vücudumuza verilen aktive edilmiş oksijeni hasta organizmalarımıza verilen destek yardımı olarak nitelendirebiliriz. Medikal ozon %5 ozon ve %95 oksijen karışımından oluşmaktadır.
Ozonun metobolizmadaki etkisi, konsantrasyonuna ve kullanıldığı doza bağlı olarak değişiklik gösterir. Örneğin; 70-100 mg/ml konsantrasyonlu ozon enfekte yaraların tedavisinde mikroorganizmaların oksidatif etkilerini bozarak ortaya çıkarır. Orta dozdaki (40-70mg/ml) ozonun mikroorganizmaların aktivasyonunu önleyici etkisi vardır. (40-1mg/ml) arasındaki düşük dozlar özellikle yaşlılardaki dolaşım bozukluklarında kullanılır.
Üç şekilde uygulama yapılır.
- Topuk uygulama (torbalama yöntemi)
El ve ayaklar özel bir torba içine sokularak nemlendirilir ve cildin ozonu emmesi sağlanarak yöntem uygulanır. Haftada 2-3 seans uygulanabilir. Her seans 30 dakikadır. El ve ayaklardaki açık yaralar kireçlenmeler, astım diabet dolaşım bozukluklarında uygulanır. - Küçük dolaşım yöntemi
Damardan 5 ml kan alınır, ozon ile karıştırılıp kalçadan tekrar geriye verilir. Viral hastalıklar, kronik sarılıkta tercih edilmelidir. Haftada bir kez uygulanır. - Büyük dolaşım yöntemi
Damardan 250 ml kan alınır, ozon ile karıştırılır, tekrar damara yavaş yavaş verilir. Kanserli hastalar, sporcularda performans arttırma gibi yüksek konsantrasyon gerektiren durumlarda uygulanır.
Ozon terapi, bir oksijen ve buna bağlı ozon cihazı vasıtasıyla uygulanır. Hasta kapalı bir sistemin içine girmez, dolayısıyla rahatlıkla uygulanan ve hastayı rahatsız etmeyen bir tedavi yöntemidir. Türkiye de genellikle torbalama yöntemi hastalar tarafından tercih edilmelidir. Bu yöntemde hastadan kan alımı olmadığından ve tedavi esnasında hasta acı ve ağrı duymak istemediğinden seçim sebebi olmaktadır.
Ozon tedavisinin uygulama alanı çok geniştir. Herhangi bir şikâyeti olmayan kişilerde ozon alabilirler. Bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden ve hücrelerin oksijenlenmesini arttırdığından dolayı yaşlanmayı geciktirir ve kişilere hastalıklara karşı güçlü kılar. Bu sebepten hiçbir sağlık sorunu olmayan kişilere senede 10 seans ozon almaları önerilmektedir. Bunun dışında şeker hastalarının ayak ve bacaklarındaki açılan tüm yaraların ve ülserlerin kapatılması ozon tedavisi ile mümkündür.